Türk Resim Sanatı Milattan öncesine dayanan bir geçmişe sahiptir. İlk resim örneklerine halı, kilim motiflerinde ya da seramikten yapılmış kaplarda rastlanır. Savaşan hayvan figürleri, geometrik süslemeler, balballar dönemin üslubunu günümüze taşırlar. En eski portrecilik ve minyatür örnekleri ise Uygurlarda görülmektedir. Selçuklu döneminde de sıkça minyatürlü eserlere rastlanır. Osmanlı döneminde ise minyatür sanatı doruk noktalarına ulaşır ve nakkaşlar saray tarafından desteklenirler. Batılaşma dönemini yaşadığımız 18 yüzyılda sürekli Batı’nın taklidi niteliğinde çalışmalar yapılır ve özgün eserler verilmez. 1940’lı yıllara gelindiğinde yapılmış olan Batı tarzı resimler ise sanatçıları tatmin etmez. Batı'ya özentisinde alıntı yapılarak özgün Türk Sanatı oluşturulamayacağını anlayan Türk Sanatçıları, kimlik arayışlarına yönelirler. Araştırmamda ‘‘Geleneksel Sanatlardan Tezhip, Hat ve Minyatürün Çağdaş Türk Resmine etkisi ve Erol Akyavaş’ ın Eserlerine Yansıması’’ ele alınmaktadır. Bu araştırmanın amacı, Türklerde yüzyıllar boyu yapıla gelen ve gelişen geleneksel halk sanatlarımıza sahip çıkarak, çağdaş resim sanatına gerek motif gerek biçim, gerekse kompozisyon ve renk açısından etkilerini ve resimde milli bir karakter oluşturma çabasına katkılarını ortaya koymaktır. Özellikle vurgulamak istediğim olgu, geleneksel Türk sanatlarımızdan tezhip, hat ve minyatürün bugünkü konumu ve çağdaş Türk ressamı Erol Akyavaş’ın bu değerlerimizi sanatına yansıtma biçimi ve ele alış yöntemidir. Çağdaş Batı Resim Sanatı tarihi incelendiğinde 1950’li yıllardan sonra eski kaynaklardan yararlanma anlayışının etkin olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu yararlanma, doğrudan bir alıntı değil, özde saklı olan bir düşüncenin yeniden yorumlanması şeklindedir.
Minyatür, Tezhip, Hat, Resim